Esra Nur GÜLEÇ
‘’Hakikat yüzünden ölmeyelim diye var sanat.’’ demiş Friedrich Nietzsche. İşte bende kimi zaman bizi hakikatten koparan, bambaşka dünyalara götüren, bize bambaşka duygular yaşatan, kimi zaman da hakikatin ağırlığını bir tokat gibi yüzümüze vuran bir sanatkardan bahsedeceğim size.
Henüz anne karnında sanatla tanışmış, sanatla doğmuş, sanatı yaşatmış ve yaşatmaya devam ediyor.
‘Kemanı ağlatan adam’ olarak biliniyor, sadece ağlatıyor mu tartışılır doğrusu. Kâh kahkahalar attırıyor ona, kâh hüzne boğuyor, kâh bir bayram havası, kâh ayrılığın o bol çığlıklı suskunluğu.
1938’de Tahran’da dünyaya geliyor Farid Farjad. Hayata gözlerini müzikle açıyor demek ne kadar doğru olur bilmiyorum çünkü öğretmen olan annesi hamileyken bile kemanını elinden bırakmıyor. Müziğe yatkınlığını annesinden alan Farjad, bunu
bir lütuf olarak görüyor. Çoğunluğunun eğitimci olduğu kültürlü bir aileden gelen Farjad 8 yaşında keman çalmaya başlıyor. Bütün eğitim hayatı boyunca kemanıyla arasındaki bağı koparmayan Farjad 1966 yılında Tahran Müzik Konservatuvarı’nda master yaparak Tahran Orkestrası’nda baş kemancı oluyor.
İNSAN ACIDAN, AYRILIKTAN, HASRETTEN, BEKLEMEKTEN, YOKSULLUKTAN ÜŞÜR. AMA EN ÇOK ÇARESİZLİKTEN ÜŞÜR.
Belki de hislerini, yaşadıklarını özetleyen cümledir bu. Çünkü 1979’da İran İslam Devrimi’nin gerçekleşmesiyle müzik haram ilan ediliyor, Farid Farjad memleketsiz, memleketi müziksiz kalıyor. Bana göre kalplere onlarca duygu yaşatan, özlemi, hüznü, hasreti ilmek ilmek dokuyan parçaların doğuşu da bundan sonra oluyor.
‘’BENİM İÇİN ISTIRAPTAN BAŞKA BİR ŞEY KALMADI ‘’
Bir sanatçı olarak kemanına sığınıyor Farjad. Kendi deyimiyle: ‘’bütün dünya mazlumlarının derdini’’ ayrılmak zorunda kaldığı, ama hiçbir zaman kopamadığı vatanının hasretini, acıyı söyletiyor kemanına. Acıyı söyletiyor çünkü O’nun için ıstıraptan başka bir şey kalmıyor.
‘’ VATANSIZ BİR İNSANIM BEN ‘’
1979’da ülkesinden ayrılmak zorunda kalarak California’ya yerleşen Farjad, yasaklı olduğu ülkesine hâlâ dönemiyor. Bundan duyduğu kederi: ‘’ Vatansız bir insanım ben’’ sözleriyle dile getirse de ne vatanından ne de şarkın o mistik tarzından vazgeçiyor.
‘’KEMANIMI KONUŞAMAYAN SUSKUN HALKIM İÇİN KONUŞTURUYORUM.’’
39 yıldır vatanına dönemeyen sanatçımız sitemini sanatıyla dile getirmeye devam ediyor. Golha Orkestrası adlı iki kolektif albüm ile Anroozha (O günler) isimli beş albümü buluna sanatçıya Anroozha V. albümünde ikinci eşi Mitra Tavakkali piyano ile eşlik etmiş. Farjad’ın ilk evliliğinden ikisi erkek biri kız olmak üzere üç çocuğu var.
‘VE SORDULAR: NERESİ DAHA KARANLIK BU ALEMİN? VE BEN CEVAP VERDİM: SEVGİNİN OLMADIĞI HER YER.’
Dünyadaki kaosu sevgisizliğe bağlayan sanatçı, insandaki güzelliği görmenin dünyayı yaşanabilir, mutlu bir yer haline getireceğini düşünüyor olsa gerek. Öyleki; ‘’Güzel insan aramakla, insandaki güzelliği aramak arasında derin bir fark vardır.’’ sözleriyle güzelleştirmemiz, temizlememiz gereken ilk yerin ruhumuz olduğunu vurgulamıyor mu sizce de?
Sık sık ülkemize gelen, ülkemizde yaşamak istediğini belirten sanatçının naif ve derin müziğini kendisinden dinlemek mümkün neyse ki. Öyleyse sevgiyle karanlığı aydınlığa boğduğumuz, insandaki güzelliği bulduğumuz günlerde buluşmak dileğiyle..
تعليقات